bluray hd dvdler


Bizim kendi aramızda yazılmasını arzuladığımız konuları sıraladığımız bir listemiz var. Bu listede “blu-ray nedir?” başlıklı bir yazı istemiş birisi. Onu yazayım dedim, bir de baktım biz farkında değilken kanlı bir savaş olmuş bitmiş. Aft’ın yazıyı "blu-ray nedir?" diyerek ısmarlamış olması bile savaşı kimin kazandığını gösteriyor aslında.

LaserDisc
Önce kısa bir özet geçelim: Herşey, 1969’da Philips’in dev parlak plaklara benzeyen LaserDisc adını taktığı bir teknoloji geliştirmesi ile başlıyor. Sony bu teknolojiye bayılıyor ve Philips’le 10 yıl beraber çalışarak 1979’da şimdi CD dediğimiz şeyi yapıyorlar. Sony ile Philips’in teknoloji ortaklığı 90’larda Multimedia CD (MMCD) diye çağırılan ve daha çok veri alabilen bir format üretiyor. Tam o sırada Toshiba da Super Density Disc (SD) isimli formatını iteklemeye başlıyor. Üstelik Toshiba’nın arkasında Hitachi, Panasonic, Mitsubishi, Pioneer gibi devler de var. Korkunç bir savaş olmasın diye IBM araya giriyor ve iki formatın da iyi taraflarını alan yeni bir format üzerinde anlaşılıyor. Bu da şimdi DVD dediğimiz zamazingo. Bu yeni format, Sony Philips ekibinin MMCD’sinden çok Toshiba’nın SD’sine daha yakın oluyor. Dolayısıyla anlaşmanın sonunda Toshiba (telif, patent vs hakları açısından) daha kârlı çıkıyor.

blu-rayBu Sony’nin biraz içine oturmuş olmalı ki, hemen daha da fazla veri tutabilen yeni jenerasyon bir format üzerinde çalışmaya başlıyorlar. Kod adı: Professional Disc for Data (PDD). Artık adını blu-ray olarak duyduğumuz teknoloji bu. Görüldüğü üzere bir sonraki savaşta başarılı olması için teknolojiye hemen akılda kalıcı bir isim konmuş.

hd-dvdToshiba da “Demek öyle Sony. Görürsün sen.” diyerek Aynı minvalde HD-DVD’yi geliştiriyor.
İkisinde de amaç, daha çok veri depolamak ve dolayısıyla filmleri HDTV çözünürlüğünde bir diske sığdırmak.
Ama işin içine filmler dolayısıyla stüdyolar girmeye başlayınca, çağımızın telif geyiklerinin de etkisiyle bu teknolojilerin içine çılgın telif hakkı koruyucu önlemler gömülüyor. Bu da datanın özgürlüğü için çalışan tüketici hakları savunucularının tabii hiç hoşuna gitmiyor. Ama bu başka bir yazı konusu.
Hem film stüdyolarının, hem de üretici firmaların format üzerinde söz hakkı sahibi olması, iki grup arasındaki düelloyu iyice hareketlendiriyor. Daha kalabalık olan blu-ray’ciler (Apple, Dell, HP vs.) http://www.blu-raydisc.com adresinde, HD-DVD’ciler (NEC, Sanyo vs.) ise http://www.hddvdprg.com adresinde gözlemlenebilir.
Bu arada Sony aslında, yeni format üretmek ve batırmak konusunda neredeyse bir uzman. Taa betamax’tan beri artık sony’nin MiniDisc, MemoryStick, ATRAC gibi formatlarını pek ciddiye alamıyorduk. Ama blu-ray ve arkasından yürütülen saklı pazarlama taktikleri ile ilk defa becereceğe benziyorlar.
Bu teknolojilerin ikisi de, normal CD ve DVD’lerden bildiğimiz lazer iğnesini incelterek bu kadar veriyi depolamayı beceriyorlar.
Ancak blu-ray’de datanın üzerini kaplayan koruyucu plastik katman çok daha ince (0,1 mm) iken, HD-DVD’de DVD ile aynı.
Bu ayrıntı, blu-ray diskleri üretmek için fabrikaların çok daha fazla yatırım yapması mecburiyetini getiriyor. Tercüme: daha pahalı olacak.
HD-DVD üretmek için ise üreticilerin zaten varolan sistem üzerinde biraz değişiklik yapmaları yetecekmiş.
Sadede Gel! Hangisi kaç GB?
Pekala: Blu-ray diskler ilk aşamada 25GB. Çifte katmanlı üretilmeye başlanınca 50GB’ye çıkabilecekler. Bir de TDK’nın bulduğu bir cinlik ile 100GB’ye kadar çıkabileceği söyleniyor. Teorik limit 200GB.
HD-DVD ise tek katmanla 15 ila 20GB, çift katmanla 30 ila 32GB veri depolayabiliyor. Gözlemlenmiş en yüksek kapasite 45GB, teorik limit 60GB.
Nasıl çalacağız?
Toshiba ilk HD-DVD uyumlu disk çaları üretti ve bir laptopuna koydu. Ama ortada pek HD-DVD disk olmadığı için, sanırım ürettiği ile kaldı. Blu-ray ise uzun süredir Japonya’da kartuşların içine konarak kullanılıyormuş meğer. Dünya çapında üretim 2006 yazında başlayacak diyorlar.
Sony’nin en güvendiği itekleme kulvarı PSP3. PSP3’ün geciktirildikçe geciktirilmesinin arkasında yatan sebep, blu-ray disk çalar masrafının düşmesini bekliyor olmaları olabilirmiş.

0 yorum: